Şirket, başlangıçta Wang’ın Hong Kong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ndeki yurt odasında ilk prototipleri geliştirerek ve üniversitelere ile Çinli elektrik şirketlerine uçuş kontrol bileşenleri satarak faaliyete başladı. Bu satışlardan elde edilen gelirle, Wang, endüstriyel merkez Shenzhen’e taşındı ve 2006’da küçük bir personel işe aldı. Şirketin ilk dönemlerinde, Wang’ın zorlu kişiliği ve mükemmeliyetçi beklentileri nedeniyle yüksek bir personel devir hızı yaşandı. Bu dönemde, şirketin finansal destekçisi ve aile dostu Lu Di tarafından sağlanan 90.000 ABD doları ile ayakta kalmayı başardı.

DJI’nin ilk büyük ticari başarısı, 2013 yılında piyasaya sürülen ve kullanıcı dostu özellikleriyle dikkat çeken Phantom dron serisi oldu. Bu serinin başarısı, DJI’nin dron pazarındaki hakimiyetini pekiştirdi ve şirket, daha sonra Inspire, Mavic ve Spark gibi diğer popüler dron serilerini piyasaya sürdü. DJI ayrıca, Ronin ve Osmo gibi yer tabanlı kamera platformları ve gimbal stabilizatörleri de dahil olmak üzere çeşitli kamera sistemleri ve gimbal stabilizatörleri tasarladı ve üretti.

2015 yılında, DJI, Hasselblad ile stratejik bir ortaklık kurduğunu duyurdu ve 2019’da Hasselblad’da çoğunluk hissesini satın aldı. Bu ortaklık, DJI’nin kamera teknolojisindeki uzmanlığını genişletmesine ve daha yüksek kaliteli görüntüleme çözümleri sunmasına olanak tanıdı.

DJI’nin kurucusu ve CEO’su Frank Wang, şirketin başarısı sayesinde Asya’nın en genç teknoloji milyarderi ve dünyanın ilk dron milyarderi oldu. DJI, aynı zamanda çeşitli televizyon programlarının çekimlerinde kullanılan kamera dron teknolojisi için 2017’de bir Teknoloji ve Mühendislik Emmy Ödülü kazandı.

Şirket, 2018 yılında Hong Kong Borsası’nda bir halka arz (IPO) için yaklaşık 1 milyar dolarlık fon topladı. DJI, daha önce 2015 yılında, aralarında Çin’in eski başbakanının oğlu tarafından kurulan New Horizon Capital’in de bulunduğu yatırımcılardan 500 milyon dolar toplamıştı. DJI ayrıca, Shanghai Venture Capital Co., SDIC Unity Capital ve China Chengtong Holdings Group gibi devlet destekli kuruluşlardan da yatırım aldı.

DJI’nin ürünleri, dünya genelinde tüketici dron pazarının %76’sını oluşturuyor ve müzik, televizyon ve film endüstrilerinde yaygın olarak kullanılıyor. Bununla birlikte, şirketin ürünleri askeri ve polis güçleri tarafından da kullanılmıştır. DJI, ürünlerinin terörist gruplar tarafından kullanılmasını sınırlamak için adımlar atmıştır, ancak ABD hükümet kurumları, güvenlik endişeleri nedeniyle DJI ürünlerinin iç kullanımını yasaklamıştır.

DJI, aslında bir yazılım şirketi olarak başladı ve zamanla drone teknolojileri, gimbal stabilizatörler, kamera sistemleri, uçuş kontrol sistemleri, tarım ekipmanları ve enterprise yazılım çözümleri gibi geniş bir ürün yelpazesi geliştirdi. Şirket, özellikle üç ana alanda faaliyet gösteriyor: tüketici elektroniği, enterprise çözümleri ve tarım teknolojileri. DJI’nin enterprise bölümü, özellikle güvenlik, inşaat, tarım ve altyapı gibi alanlarda kullanılan profesyonel dronlar ve çözümler sunuyor. Tarım bölümü ise, dronlar aracılığıyla tarımsal ilaçlama ve verimlilik artışı sağlayan teknolojiler geliştiriyor.

ABD’nin DJI’ya yönelik endişeleri ve ambargo girişimleri, şirketin uluslararası pazardaki konumunu etkiledi. ABD hükümeti, DJI ürünlerinin iç kullanımını yasakladı ve 2021’de ABD Hazine Bakanlığı, şirketi Uygur soykırımına yardım etmekle suçlayarak ABD bireyleri ve kuruluşlarının DJI’ya yatırım yapmasını yasakladı. Bu adımlar, DJI’nin ABD pazarındaki varlığını ve itibarını önemli ölçüde etkiledi. Ayrıca, 2023’te bir ABD jürisi, DJI’nin dronlarının otomatik süzülme yeteneklerinin Textron’un dron uçuş kontrol sistemleriyle ilgili patentlerini ihlal ettiğine karar verdi ve şirkete 279 milyon dolar tazminat ödemesine hükmetti.

DJI, dünya çapında drone teknolojisinin öncüsü olarak, sadece ürünleriyle değil, aynı zamanda uluslararası havacılık düzenlemelerinin şekillenmesinde de önemli bir rol oynuyor. Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve diğer uluslararası havacılık otoriteleri, İnsansız Hava Araçları (UAV) için kurallar belirlerken, DJI gibi önde gelen üreticilerin girdilerini ve inovasyonlarını dikkate alıyorlar. Bu süreçte, DJI’nin teknolojik gelişmeleri ve pazar liderliği, sektör standartlarının ve düzenlemelerin belirlenmesinde etkili oluyor.

FAA ve diğer otoriteler, hava sahasının güvenliğini sağlamak, gizlilik ve kişisel hakları korumak ve çevresel etkileri azaltmak için çeşitli kurallar ve düzenlemeler getiriyorlar. Bu kurallar genellikle drone ağırlığı, uçuş yüksekliği, gece uçuşları, hava sahası kısıtlamaları ve pilot sertifikasyonu gibi konuları içerir. DJI, bu düzenlemelere uyum sağlamak ve kullanıcılarına daha fazla esneklik sunmak için sürekli olarak ürünlerini ve yazılımlarını güncelliyor.

Özellikle, DJI’nin 249 gram ağırlığındaki Mavic Mini drone’u, FAA’nın 250 gram ve üzeri dronlar için kayıt zorunluluğu getiren düzenlemesine bir yanıttır. Bu hafif drone, belirli düzenlemelerden muaf tutularak, hobi pilotlarına ve içerik üreticilerine daha fazla erişim ve esneklik sağlıyor. DJI’nin bu stratejik hamlesi, hem pazarın ihtiyaçlarına uyum sağlamakta hem de düzenleyici çerçeveler içinde yenilikçi çözümler sunmaktadır.

DJI’nin düzenlemelere yanıt olarak geliştirdiği diğer inovasyonlar arasında, dronların belirli bölgelerde uçmasını engelleyen jeo-kısıtlama sistemleri, gelişmiş çarpışma önleme teknolojileri ve uzaktan kimlik doğrulama sistemleri bulunmaktadır. Bu teknolojiler, hem kullanıcıların hem de genel halkın güvenliğini artırmak için tasarlanmıştır.

DJI’nin düzenlemeleri şekillendirme çabaları, sadece teknolojik inovasyonlarla sınırlı değil, aynı zamanda eğitim ve savunuculuk yoluyla da gerçekleşiyor. Şirket, drone pilotlarına yönelik eğitim programları sunarak ve düzenleyici kurumlarla işbirliği yaparak, güvenli ve sorumlu drone kullanımını teşvik ediyor.

DJI, dronlarının otonom yeteneklerini geliştirmeye devam edecektir. Bu, gelişmiş yapay zeka, makine öğrenimi ve algılama teknolojileri kullanılarak dronların daha akıllı ve bağımsız hale gelmesi anlamına gelebilir. Otonom uçuş, çarpışma önleme sistemleri ve gerçek zamanlı veri işleme gibi özellikler, kullanıcı deneyimini iyileştirecek ve yeni uygulama alanları açacaktır.

DJI Security Response Center, güvenlik araştırmacılarını, DJI platformlarının güvenliğini sorumlu bir şekilde bildirerek güçlendiren bireyleri ve şirketleri tanımak amacıyla oluşturulmuş bir programdır. Bu program, DJI’nin Hata Ödülü Programı Politikası çerçevesinde, veri güvenliğini güçlendirmek için önemli katkılarda bulunanları ödüllendirmektedir.

Şirketimizin DJI Security Contributors sayfasında yer alması, şirketin DJI’nin platformlarında potansiyel güvenlik açıklarını başarıyla tespit ettiği ve bu bilgileri DJI ile sorumlu bir şekilde paylaştığı anlamına gelmektedir. Bu, Droneturk’un siber güvenlik alanındaki uzmanlığını ve DJI ürünlerinin güvenliğini artırmaya yönelik çabalarını göstermektedir. Ayrıca, şirketimizin endüstri standartlarına uygun bir şekilde hareket ettiğini ve siber güvenlik topluluğuna değerli katkılarda bulunduğunu işaret etmektedir.

Droneturk’ün güvenlik konusundaki proaktif yaklaşımı ile DJI gibi önde gelen bir teknoloji şirketiyle işbirliği yapma kabiliyeti şirketimizin güvenlik alanındaki itibarını arttırmıştır.

LİNKE GİTMEK İÇİN TIKLAYIN

Bu içerik Droneturk tarafından özgün içerik olarak hazırlanmıştır. Kopyalamak yerine sayfaya link verebilirsiniz.

DJI Türkiye adı altında satış yapan mağazalar Distribütör yada DJI Türkiye değildir. DJI’ ın şimdilik Türkiye ofisi yoktur. DJI’ın Türkiye’de iki büyük yetkili distribütörü bulunmaktadır. Bunlardan ilki Enterprise Modeller için Bilkom Bilişim Hizmetleri A.Ş. Consumer Modeller için ise Karfo Karacasulu Dış Ticaret A.Ş.’dir. İki Distribütör’ün Online olarak veya mağazalarından satış yapmakta olan DJI Türkiye yetkili bayileri bulunmaktadır.